Lily Everhart'ın Günlüğü - 1

Pal'lar... Ne tuhaf canlılar.
Antik zamanlardan beri medeniyetimizi koruyup kollayanlar bu soylu varlıklardı.
Sadece etkileyici bir zekâya, reflekslere ve uyum yeteneğine sahip olmakla kalmıyorlar;
aynı zamanda çok da sevimliler. İnsan onları nasıl sevmez?
İnsanlar aslında vahşi birer hayvandan ibaret.
Kendi türlerini çoğaltmak için sahip oldukları doymak bilmeyen arzuları yüzünden diğer türleri kontrol altına alıp onları köleleştiriyorlar.
Anlamsız kavgalara giriyor; sebepsiz yere et yiyor ve ihtiyaçlarının ötesinde gelişiyorlar.
Çirkin görüntülerini de hesaba katınca insan türü nasıl sevilebilir ki?
İnsanlar Pal'ları yakalıyor ve onları kullanıyor.
Bir Pal, ismine Pal Küresi dedikleri şeyin içine kısılınca efendisine itaat etmeye başlıyor.
O kadar tiksinç aygıtlar hâline geliyorlar ki... Medeniyetimizin tarihindeki en kara leke budur.
Pal'ların ve insanların en baştan birbirlerine destek olarak birlikte yaşamaları gerekiyordu.
Aralarındaki ilişki bir efendi ve hizmetçisi ilişkisi değil; uyumlu bir birlikte yaşam ilişkisi olmalıydı.
Bir Pal'ın etini yeme niyetine yemek, Tanrı'ya karşı işlenmiş bir suç gibi.